..........Ekonomik Kriz
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Kapitalist düzen sekiz yıl aradan sonra yeni bir ekonomik krize saplandı. Fazla üretim krizinin, yapısal krizle ve rejim kriziyle üst üste binmesi, faşizm ve sermayenin hareket olanaklarını daha da daraltmaktadır.
2000-2001 krizi, mali kriz biçiminde patlak vermiş ve daha sonra ekonomik krize dönüşmüştü. Bu kez, kapitalist ekonomi, uluslararası (mali ve ekonomik) krizin doğrudan sonucu olarak fazla üretim krizine girdi. Fabrikalar kapanıyor. Pek çok işletme üretim kapasitesinin önemli bir bölümünü kullanamıyor. İşçiler ücretsiz ve ücretli zorunlu izine çıkarılarak üretime ara veriliyor. Çeşitli tekellerin hisse senetleri değer kaybediyor. Sermaye el değiştiriyor. 2009 ve 2010'a dair büyüme hedefleri çoktan çöpe atıldı. Kriz kapitalist ekonomi, pazar ve mali sektör üzerinde uluslararası tekellerin egemenliğini güçlendirecek koşulları hazırlarken, faşist rejimin özgün çıkarları doğrultusunda ABD ve öteki emperyalistlerle gerilim politikası yürütme imkanlarını daraltıyor. Kapitalist fazla üretim krizi asıl darbeyi ise yine işçi sınıfına, emekçilere ve yoksullara vuruyor. Krizle yüzbinlerce işçi işsiz kaldı. Küçük işletmelerde yaygın iflaslar yaşandı. Ev kirası, eğitim, sağlık harcamaları, vb. zorunlu giderleri karşılayamama, açlık sorunuyla yüz yüze gelme, kredi ve kredi kartı borcunu ödeyememe gibi basınçlar yığınları kuşatıyor. Üretim düşerken, işsizlik ve yoksulluk da artıyor. Henüz dip noktasına varmayan ekonomik krizin 2000-2001 buhranından daha ağır, daha yıkıcı toplumsal sonuçlara yol açacağı, işsizliğin ve yoksulluğun işçi ve emekçi yığınların dünyasında memnuniyetsizlikten öte patlayıcı maddeye dönüşeceği görülüyor. Kriz, burjuvazinin, hükümetin ve düzen partilerinin sınıf çelişkilerinin keskinleşmesini engelleme, törpüleme imkanlarına ağır bir darbe indiriyor. "Türk ekonomisinin büyüdüğü ve herkes için refah seviyesine yükseldiği" demagojilerinin yerini, sert gerçekleri itiraf etme, kriz koşullarında burjuvazinin ve uluslararası tekellerin çıkarlarının gerektirdiği gaddarlığı sergileme pratiği alıyor. Vaatler bilinmez bir geleceğe erteleniyor.