MLKP PROGRAMI
Share on Facebook Share on Twitter
 
 
Sayfa 4 / 8

 

 

EMPERYALİZM

 

18- Ondokuzuncu yüzyılın sonlarından başlayarak serbest rekabetçi kapitalizm yerini tekelci kapitalizme bırakma sürecine girdi. Banka sermayesi ile sanayi sermayesinin kaynaştığı, sermaye ihracının meta ihracının önüne geçtiği, belirleyici üretim araçlarının tekellerin elinde toplanmaya başladığı ve dünyanın pazarlar ve nüfuz alanları için kıyasıya yarışan tekel grupları ve emperyalist devletler arasında paylaşıldığı bu dönem, emperyalizm çağıydı.

 

19- Kapitalizmin eşitsiz gelişme yasasının emperyalizm döneminde çok daha belirgin hale gelmesi ve emperyalizmin, ulusal ekonomileri, dünya emperyalizm zincirinin birer halkası durumuna getirmesi, emperyalist zincirin en zayıf halkasından kırılması yoluyla, tek tek ülkelerde proleter devrimleri ve sosyalizmin kuruluşunu olanaklı kıldı.

 

20- Emperyalizm çağında emperyalist devletlerin ve mali sermaye gruplarının kendi aralarındaki, metropol ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada burjuvazi ile proletarya arasındaki ve emperyalistlerle sömürge ve bağımlı ülkelerin ezilen ulusları ve halkları arasındaki çelişmeler keskinleşti. Kapitalizmin çelişmelerinin ileri derecede keskinleşmesinin sonucu, emperyalistler arası savaşların, proletaryanın burjuvaziye karşı sosyalist devriminin ve sömürge, yarı-sömürge ülke halklarının ulusal kurtuluş savaşlarının ve antiemperyalist demokratik devrimlerin patlak vermesi oldu. Emperyalizm çağı aynı zamanda gelişmesinin son aşamasına varmış olan kapitalizmin ölüm çağı, proleter devrimleri çağıdır.

 

21- Uluslararası tekellerin ve bunların en büyükleri olan dünya tekellerinin üretim, ticaret ve sermaye ihracında, bütünleşik dünya pazarı üzerinde tam hakimiyet kurmasıyla karakterize olan, üretim sürecinin de küreselleştiği, spekülatif sermayenin toplam sermaye hareketi içinde belirgin konum kazandığı, uluslararası tekellerin ve emperyalist devletlerin dünya pazarı üzerinde şiddetli bir rekabete giriştikleri ve bu rekabet temelinde dünyayı yeniden paylaşma mücadelesine giriştikleri, yeni sömürgeciliğin, daha ağır bir boyunduruk biçimi mali-ekonomik sömürgeciliğe dönüştürüldüğü bugün, bu ayırt edici özellikleriyle dünya kapitalizmi emperyalizmin bir evresine, emperyalist küreselleşme evresine ulaşmıştır.

 

 

 

Sayfa12345678