EK 2: BODT’nin Tarihimizdeki Yeri (39)
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

İlk yazın doğayla danseden pırıl pırıl güneşi gözleri kamaştırıyordu. Gökyüzü masmaviydi. Denizden oksijen yüklü serin bir rüzgar hafif hafif esiyor, ufukta görünen 1 Mayıs kavgaya davet ediyordu. Doğanın bu eşsiz güzelliği altında "saçma sapan" bir mekanda ikişerli, üçerli gruplar halinde buluşuyorlardı. Sayıları iki elin parmaklarından biraz fazlaydı. Orta ya da üst kademe görev ve sorumlulukları vardı. Çoğu ilk kez karşılaşıyordu ve çoğu ilk kez böyle bir platformla tanışıyordu. Yaş ortalamaları yolun yarısına dayanmıştı. Ama genç ve deneyimsiz olanlar da vardı. Orada bulunmaları gelecekte de muhakkak anılacak tarihsel bir "an"ı simgeliyordu. Ya bir yol açıp yürüyüp gidecekler ya da bu "iş" bir başka bahara kalacaktı. Çok büyük ve çok küçük laflar edildi. Öfkelenildi, sinirlenildi. Konuşmasının coşkusuna kapılanlar, ağzından kerpetenle laf kaptırmayanlar vardı. Ancak bir yoldaşlık duygusu kaynaşmalarını mayalıyordu. 40 yıldır birlikte mücadele eden insanların rahatlığına yol açıyordu. Günler ve geceler boyu tartıştılar. Kolektif aklı damıttılar. Ve başarmanın vicdan rahatlığı içinde yürüyüp gittiler.

 

***

 

Bugün MLKP-K'lı olan komünistler, daha bir yıl önce TKİH ya da TKP/ML Hareketi'nin saflarında çalışmalarını sürdürürken, bütün geleceklerini belirleyecek birlik mücadelesi ve yaklaşan Birlik Kongresi'nin gerginliğini yaşıyorlardı. İki yıl öncesine gidecek olursak durum çok daha farklıdır. Bugünden baktığımızda, güven bunalımı ve anlaşmazlıklarla tıkanan birlik çalışmasının girdiği nispeten uzun süren nekahat döneminin sonuna gelindiğini, düzenli ilişkiler sürdürülüyor olmasına karşın, gelişip ilerleyen birlik çalışması ve kolektif bir birlik mücadelesi hattının yaratılamamış olduğunu görürüz. Önyargılar ve güven eksikliği soğuyarak yumuşamış, ama henüz ortadan kalkmamıştır. Başarısız ilk birlik girişimi ve çalışmalarının deneyleri, grupsal kaygıların baskısı aşılarak materyalist analiz ve devrimci eleştiriye tabi tutularak özümlenememiş, cesaret kırılması da bütünüyle tedavi edilememiştir. Farklı örgütler var olduğu sürece yaşanılan gelişmelere az ya da çok kendi pencerelerinden bakmaları, kendi öz tarihlerinin ve o anki varlıklarının koşullandırması nedeniyle bir ölçüde kaçınılmazdır. Fakat bütün tersliklere karşın birlik mücadelesinin aktörleri olan TKP/ML Hareketi ve TKİH, birlik isteğini yaşatmayı ve canlı tutmayı, devrimci içtenliklerini korumayı başarmışlardır.

 

Birlik Olanaklarını Değerlendirme Toplantısı'nın geleceğinde (bugün artık geçmiş olan geleceği) en genel hatlarıyla ortaya koyduğu birlik planı doğrultusunda zafere ulaşan birlik mücadelesi ve MLKP-K duruyor. O halde BODT, tarihsel rolünü oynamayı başarmış bir birlik platformudur. Şüphesiz biz tarihi yaptık, onu yazmak da tarihçilerin işi deyip geçilebilir. Fakat farklı bir noktadan da yaklaşılabilir ve yaklaşılmalıdır da. Parti tarihinden öğrenmek, parti tarihi üzerinden politik eğitimimizi geliştirmek zorundayız. Türk ve Kürt coğrafyasındaki komünistler olarak, maalesef kendi öz tarihimizden öğrenmede başarılı sayılamayız. Marksizmin eleştirel ve devrimci yöntemini kullanmada geride kalan süreçlerde sağlam gelenekler, zengin bilgi ve deneyim birikimi yaratamadık. Oysa bütün büyük ve başarılı partilerin kendi deneyimlerine büyük bir değer biçtiklerini, partinin gelişimi ve partililerin siyasal eğitiminde öz deneyimlerine büyük bir yer ve ağırlık verdiklerini görüyoruz. Diğer ülkelerin komünist ve işçi hareketlerinin deneyimlerinden öğrenmek, Marksist teoriyi bütünlüklü olarak kavramak, teorinin evrenselliği nedeniyle olduğu gibi, enternasyonalizmin de zorunlu bir gereğidir. Burada da marksizmin eleştirel devrimci yöntemini uygulama zorunluluğu vardır. Bizi MLKP-K'ya getiren belli başlı olayları, tarihimizin belli başlı adımlarını, evrelerini anlamak, dersler çıkarmak ve partililerin eğitiminin ihmal edilemez verileri olarak değerlendirmek yükümlülüğümüzü vurgulamak ihtiyacı duyuyoruz.

 

Tarihte iz bırakan bütün olayların oluşumu, onu çevreleyip saran, iç içe geçmiş halkaların karmaşıklığına benzer biçimde, şu ya da bu yönde etkileyen, oluşumunu kolaylaştıran veya zorlaştıran sayısız küçük sorun olay ve gelişme tarafından kuşatılmıştır! Önemli olan tarihsel ihtiyaçları kavramak, olayların gelişimini tarihsel gidişatın yönünde itmek veya tarihsel gidişatın önünü tıkayıcı, köstekleyici gelişme, sorun ve tutumları bertaraf ederek gelişmenin önünü açmayı başarabilmektir. Ne olursa olsun, ayrıntılara, küçük sorunlara takılıp kalanlar, ana halkayı yakalayamazlar, tarihsel gelişmenin öznesi olma şansını yitirirler ve hatta ayak bağı olurlar. Tarihsel gidişatın ihtiyaçlarını kavramanın ve olayları bu yönde itmenin kolay olmadığını biliyoruz. Ama tarihsel gelişmenin özneleri, kendi rollerini kavradıkları, bilinçli ve iradi biçimde rollerine uygun yönelime girdikleri ölçüde etkindirler. Parti yaşantısı ve partinin gelişimi söz konusu olduğunda bu, her militanın kendine bakışının da odağını oluşturmaktadır.

 

***

 

Birlik eylemimiz, günün en acil ve en devrimci görevinin gerçekleştirilmesi, komünist hareketin sayısız şehit yoldaşların kanlarıyla ve bitip tükenmez devrimci özverilerle de yazılan, ama daha çok yenilgilerle belirlenen tarihinde elde edilmiş en büyük ve muazzam bir başarıdır. Yapılamaz, başarılamaz denileni başararak, bunu devrimimiz olarak tanımlamayı da hak ettik.

 

Büyüktür; çünkü, komünist hareketin daha sonraki bütün gelişim süreçlerini etkileyebilecek güç ve niteliktedir.

 

Büyüktür; çünkü, dünya komünist hareketinin otuz küsur yıldır yaşamakta olduğu dünya çapındaki gerileme, parçalanıp un ufak olma sürecine kendi konumundan düşünsel olduğu gibi, pratik ve eylemli bir müdahaledir.

 

Bunlara değişik zamanlarda değinildi. Özellikle bir başka yöne dikkat çekmek ihtiyacı var. Henüz çok net kavranılmamış ve her düzeyde kadrolarımız bunun hakkını verebilecek bir yönelime girmemiş olsalar da birlik eylememizin başarısının büyüklüğü değer ve önemi, kadro yapımızın bileşiminden de bellidir. Her düzeyde kadrolar devrimci mücadelenin ve komünist çalışmanın özel ve asıl ürünleridir. Tarihten öğrenmeden ilerleme olanaksızsa kadrolar deneylerin canlı taşıyıcılarıdır. MLKP-K, TKP/ML Hareketi ve TKİH (ve TDKİH dolayısıyla bir ölçüde TDKP) deneyimini kadro bileşimi somutunda kendi bünyesinde birleştirip toplamıştır. ‘71, ‘75-‘80 ve ‘88 sonrasında yetişen üç kuşak kadro bu birikimin işaret edilmesi gereken diğer niteliksel bir boyutudur. Büyük iddialarla geleceğe güven içerisinde yönelmemizin temeli, her şeyden önce birlik eylemiyle elde ettiğimiz kadro yapısında somutlaşan zengin bilgi ve deneyim birikimi hazinesidir. Bu paha biçilmez hazinenin layıkıyla değerlendirilmesi için kadrolar arası ilişki tarzını etkinleştirmek, devrimci ve komünist hareketin devrimci pratiğini, deneyimlerini eleştirel devrimci bir sorgulamaya yönelterek bu yoldan da yenilenmek ihtiyacımızın anlaşılmasını sağlamak gerekmektedir. Burada iradi bir yönelime girilmediğinde MLKP-K ile ulaşmak istediğimiz ve elde etmemiz tamamen olanaklı olan nitelik gelişiminin yani öncülük düzeyinin çiçeklenip meyveye durması, gelişip serpilmesi riske girer, nicelik gelişme yanı ön plana çıkar. Nicelik büyüme ihtiyacının varlığı, birlik eyleminin böyle bir yön de taşıdığı, bunun kavranmasının diğer bir boyutu olduğu tartışma götürmez. Fakat dikkatimizin odağında tutmamız gereken her şeyden önce, MLKP-K somutunda politik önderlik, düzeyi ve yeteneği bakımından bir sıçramanın başarılmış olmasıdır.

 

Birlik eyleminin bütün önemi, ülkemizde proletarya ve emekçi yığınların savaşımının en yakıcı gereksinimi karşılamak üzere öncü partinin yaratılması yaşamsal sorununun çözümüne yönelik hemen ve doğrudan yapılabileceklerin en fazlasını, en ilerisini yapmak olarak özetlenebilir. TKP/MLYİÖ'nün özel ve özgün durumunu saklı tutarsak birlik mücadelesinde TİKB ve TDKP'yi de muhatap kabul ettiğimize göre bu yoldan daha fazlasının başarılamamasının sorumluluğu da tamamen onlara aittir.

 

Ancak bütün bunlar göz önünde tutularak MLKP-K'nın var edilmesinin en önemli kilometre taşı olan 1993 Nisanı'nda gerçekleşen Birlik Olanaklarını Değerlendirme Toplantısı kavranılabilir. Saflarımızda BODT'nın unutulmuş olduğu gibi bir hava göze çarpıyor. Katılan yoldaşlar ondan "hoş bir anı" veya özel olarak üzerinde durulması gerekmeyen ilginç(!) bir toplantı gibi bahsediyorlar. Kesin tarihini hatırlamada zorluk çekiyor vb. MLKP-K henüz çok genç, kendi özgül tarihini ve geleneklerini şekillendirmeye çalışıyor. Her halükarda, partinin belleği güçlü olmalı. Hele hafıza kaybıyla kendi var oluşunun tarihsel önemdeki adımlarına ve gelişiminin belli başlı evrelerinin unutulmasına asla izin verilmemeli. Eğer unutulursa, eğer üzeri atlanırsa bir süreklilik ve birikim yaratılmayacağı gibi tarihten hiçbir şey de öğrenilemez. Bu, yaşam kaynaklarını kurutucu olmakla da kalmaz yapısal hastalıkları da koşullandırır.

 

Katılan yoldaşların tanık olduğu ve daha gelişkin biçimiyle Birlik Kongresi gerçekliğinde somutlaştığı gibi BODT, belirleyici kararlar vermekle karşı karşıya kalan her iki örgütün bir özetidir. Toplantı veya ortak bir platform olarak böyledir. Sorular, kaygılar, ön yargılar, güven eksikliği, anlama, tanıma isteği, tepki ve alınganlıklar, iyimser veya kötümser yaklaşımlar, mücadelenin ve geleceğin devrimci ihtiyaçları, statüko ve örgütlerin özgün tarihlerinin baskısı, tarafların birbirlerini anlama, zorluklar, şekilleniş ve tarz farklılıkları, sıcak yoldaşça duygular ve toplantının ilerleyen süreçlerinde kaynaşma, karar anlarında gergin bir hassasiyet vb. vb. Belirgin bütün örneklerinde başlangıçta daha resmi ve mesafeli bir hava, ilerleyen aşamalarda (bazı sorunlar çözümsüz kalsa bile) yoldaşça sıcaklık ve kaynaşma, bu türden toplantıların tipik bir özelliğini oluşturur. Diğer tipik ve dikkat çekici bir yön de, birlik mücadelesinin geçmişine, geride kalan süreçlerine, örgütlerin bu süreçlerde "olumsuz katkılarına" dair sorunlar tartışılırken gergin ve kötümser fakat gelecek birlik mücadelesinin geliştirilmesi ve amacına ulaştırılması sorunları tartışılırken olumlu ve iyimser coşkulu bir havanın doğduğudur. Bu durum, kadrolar örgütlerinin özgül tarihi varlıklarının yüklerini omuzlarında taşıdıklarını göstermesi bakımından önemlidir. Marksizmin eleştirel devrimci yöntemini, diyalektik materyalizmi başarıyla uygulayabilmek için tarihin kaba bir retçiliğinin gelişmesine izin vermeksizin kadroların "özgürleştirilmesi" ihtiyacını göstermektedir. TKİH ve TKP/ML Hareketi'nin devamı olarak MLKP-K'nın bu iki komünist örgütün tarihlerini özümsemesinin gerekliliği, bu özgürleşmeyi önemli kılıyordu.

 

‘93 Nisan toplantısının, BODT olarak kabul görüp yerleşmesi kendine düşen rolü oynadığına da işaret ediyor. Bir sürece noktayı koymak ve yeni bir başlangıç yaparak yolu aşmakla yükümlüydü BODT. Toplantı tarihsel rolünün bilincindeydi ve daha fazlasını da yaptı. Birlik anlayışı, birlik politikası ve en önemlisi birliğin yöntemi bakımından ileri bir düzeyi yakaladı. Zoru başararak, güven bunalımını aşıp, tıkanan birlik çalışmasının ilerletilmesi için kapıyı aralamak BODT'nin birlik mücadelesindeki tarihsel rolüdür. Toplantı bunun bilincindeydi ve katılan yoldaşlar oraya niçin geldiklerini biliyorlardı.

 

Birlik bir değişimi de kapsıyordu. Değişim, örgütlerin ayrı ayrı her birinin sorunu olarak değil de ortak sorun olarak görüldü kavrandı.

 

Kolektif çabayı ve sorumluluğu ifade eden ortak karar, platformları oluşturma yöntemi formüle edilerek netleştirildi.

 

Birliğin ikili bir kavranışı, örgütlerin ve örgütlerde birleşmiş komünistlerin birliği formülasyonunu geliştirdi. Birliğe örgütler karar verecek, fakat ayrılıklar örgütler arasındaki ayrılıklar olmaktan çıkarılıp aynı örgütte birleşmek isteyen bu iki örgütteki komünistler arasındaki ayrılıklara indirgenecek ve ayrılılıklar, Birlik Kongresi'nde kararlaştırılacaktı.

 

Bunlar, BODT'nin, kapının kilidini açacak anahtara ulaşmasını da sağladı. Güven bunalımı koşullarında birlik çalışmasını tıkayan geçmiş sorununun çözümünde BK yetkili kurul olarak belirlendi.

 

"Birleştiricilik", birlik mücadelesi gibi zor bir süreçte her halde en çok gereksinim duyulan şeydir. BODT'de diğer şeylerin yanı sıra ayrı bir gündem maddesi olarak parti birliği üzerine yapılan tartışmalar bu bakımdan özellikle önem taşır. Birleştiricilik, tıkanıklığı getiren sorunda ortak bir çözüm yolu bulma arayışında somutlaşmıştır. "İrade" ve "esneklik" birlik mücadelesinde müthiş ihtiyaç duyulan birleştiriciliğin adı ve dönemin moda "sihirli" sözcükleridir. BK'de zaferle taçlanan birlik mücadelesinin her aşamasında ihtiyaç duyduğumuz birleştiricilik, MLKP-K'nın politika tarzının temel taşlarından birisidir.

 

BODT, BK'ye bağlanmış birlik planını karar altına alarak, birlik politikasını elle tutulur şekilde somutlaştırmıştır. Çalışmalar, hemen hemen bu plan çerçevesinde ilerleyerek amacına ulaşmıştır.

 

BODT'nin tarihimizdeki yeri üzerinde dururken üzeri atlanılmaması gereken şu en ilginç noktaya muhakkak parmak basılmalıdır. BODT, düşüncelerini karar altına alma hakkına sahipti. Fakat hukuki hiçbir otoritesi, yaptırım gücü, örgütler için bağlayıcılığı yoktu. Kararlar, örgütler ve önderlikler tarafından benimsendiği, kabul gördüğü ölçüde uygulama alanı ve yaşam bulabilirdi. Kararların inandırma gücü ve kararların altına oybirliği ile imzasını koyan yoldaşların örgütleri ve önderlikleri etkileme ve ikna etme yeteneğinden ibarettir toplantının otoritesi. BODT'nin sonuçlarının yaygın ve genel olarak "sürpriz" kabul edilmiş olmasıyla kararların örgütlerde alevlendirdiği iç mücadelelere karşın, güçlü bir kabul görmesi dikkate değer bir paradoks olarak kabul edilebilir. Bir ölçüde abartma pahasına da olsa, MLKP-K'yı BODT'ye borçlu olduğumuzu, BODT'nin bir bilinç ve irade sıçramasını ifade ettiğini vurgulamalıyız.

 

BK'de BODT katılımcıları adına konuşma yapan yoldaş, bütün içtenliği ile "o zaman birliğin çok zor olduğunu düşünüyordum, ama benim düşündüğümden bile zor olduğunu gördüm" diyordu. BODT'de zorun başarılması komünist iradenin parlak bir örneğiydi ve bu daha büyük zorlukları devrimci iradeyi daha güçlü bir tarzda kuşanarak aşmamızı hazırladı.

 

Sevgili MLKP-K'mızın belleğine çelik bir kalemle kazınan tarihimizin bu güzel sayfaları üzerinde bütün partililerin ve sempatizanların eğitimini geliştirmek inşa çalışmamızın somut bir görevidir. BODT'nin üçüncü yıldönümünde her alanda çeperimize dönük toplantılar düzenlenmesi, birlik mücadelesi deneyimlerinin siyasal eğitimlerinin aracı olarak işlenmesi inşa çalışmamıza güç verecek, MLKP-K'lı şekillenmesine katkı sağlayacaktır. Birlik Kongresi Örgütlenme Komitesinin, BK'ye sunduğu Rapor (Bkz. Kongre Belgeleri sayfa 199-207) bu çalışmada temel kaynak olarak değerlendirilmelidir.

 

Partinin Sesi Sayı: 3, Nisan 1995