EPİLOG
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

EPİLOG

Hareket edilen teorik öncüller ne olursa olsun gerçekte "parti anlayışı" partiyle birlikte gelişir. İlkin ona ön gelir, ardından da onun sonucu, hareket halindeki varlığının yansımasıdır. MLKP'nin "parti anlayışı" kendini özünde bütün varlığı boyunca olmuş, bitmiş, tamamlanmış bir fenomen olarak değil, sürekli oluş halindeki gerçeklik olarak kavrar. MLKP'nin kendine bakışı; kendini kavrayışıdır bu. "Önder partiye" parolası kazanılmış ‘öncü parti' nitelik ve düzeyinden sonraki, onu izleyen, onun içinden köklenen evreyi ve hedefi vurgular. "Önder partiye" yönlendirici direktifi, öznel olarak belirlenmiş, partinin arzusunu yansıtan bir hedef olarak anlaşıldığı oranda eksiktir. "Önder partiye" formülü, partinin ilerleyen gelişim düzeyinin içsel, oluş halindeki varlığından kaynaklanan eğilimini tanımlar, gelişiminin yeni evresinin özel sorunu olarak kabul ederek vurgular. Parti önderleşerek ve önderleştiği oranda varlık hakkını ve iddialarını koruyabilir.

Parti kendini aşarak gelişir. Gelişmesinin elde edilmiş, kazanılmış her düzeyi, yalnızca gelişiminin yeni evresinin çözümlenmesi ve anlaşılmasını, kestirilmesini olanaklı kılmaz, bizzat kazanılmış iç dinamikleri tarafından ileriye itildiği içindir ki, bir sonraki evreye geçiş momentini teşkil eder. Parti, ancak kendi varlığını çözümleme ve anlama yeteneği sayesinde, kendi devinimine hükmedebilir.

MLKP, komünist hareketin rönesansıdır. "Birlik Devrimi" komünist hareketin bir yeniden yapılanma hamlesidir. Öncellerinin örgütsel bakımdan atomize edilmesi, birlik devriminin yıkıcı yönünün, kazanılan MLKP gerçeği ise "Birlik Devrimi" nin, yapıcı, kurucu boyutunun en çarpıcı ve itiraz götürmez, nesnel olarak denetlenebilir yansımalarıdır. Fakat "Birlik Devrimi"nde özsel olan daha derin ve anlamlıdır. Marksist teoriye, bilimsel sosyalizme ve sosyalist amaçlara bağlılık sıkı sıkıya korunurken, düşünsel ve pratik, eylemsel her iki düzlemde yerleşik formüller, kalıplar devrimci eleştirinin sorgulayıcı sınavına girer. Özsel ve asıl olan, yani parti yaşamının bütün düzey ve alanlarına yansıyan ve sinen zihniyet devrimidir.

MLKP, birlik devriminin eseridir, birlik devriminin zaferiyle dar anlamda yeniden yapılanma tamamlanmıştır. "Birlik Devrimi" ve onun eseri MLKP'nin kuruluşu öyle bir tarihsel dönemde cereyan etmiştir ki, kendini taşan bir içerik ve anlam kazanmıştır. "Birlik Devrimi" dünya sosyalizm tarihinin yeni döneminde kazanılmıştır. Proletarya devriminin uluslararası koşullarında ihmal edilemez değişikliklerin meydana geldiği bu süreçte, dünya komünistlerinin bilinçli ve iradi çabaları düzeyine yükselmiş olsun ya da olmasın söz konusu değişiklikler, nesnel olarak komünist hareketi yeniden yapılanmaya koşullar.

"Birlik Devrimi", sosyalizm için mücadelenin bu yeni döneminde komünist hareketin yeniden yapılanmasını kapsamaz, yanıt oluşturmaz, ama ona giriştir.

Bu "giriş", komünist hareketin geniş anlamda yeniden yapılanmasına kapı açmasıyla somutluk kazanır. Fakat yine de, MLKP, 90'lı yıllarda kurulmuş olsa bile, tarihin ve sosyalizmin yeni döneminin, proletarya devriminin uluslararası koşullarında meydana gelen ihmal edilemez değişikliklerin ve yine bir bütün olarak sosyalizm tarihinin eleştirel devrimci çözümlemesi, bunların teori ve programda hesaba katılması görevini tamamlamış değildir. Birlik Devriminin kendini bu açıdan da en ileri düzeye taşıması, Türkiye ve Kuzey Kürdistan zemininde başardığını, küresel düzeyde de başarması ihtiyacı komünistler için açık bir olgu ve hedeftir.

 "Önder partiye" geçiş sosyalizm tarihinin yeni döneminin sorunudur. Proletarya devriminin koşullarında meydana gelen değişmelerin anlaşılması ve çözümlenmesiyle devrimci teori ve program bakımından yanıtlanmasından ayrı düşünülemez. 21. yüzyılın dünya çapında zafere yürüyen sosyalizmi, devrimci teorinin 20. yüzyılın görkemli başarılarına karşın yenilen sosyalizminin tarihsel deneyimlerini sindirmesi temelinde yükselebilir. Demek oluyor ki, gerek proletarya devriminin koşullarında meydana gelen değişmeler, gerekse 20. yüzyıl sosyalizminin tarihsel deneyimlerinin sindirilmesi zorunluluğu "sosyalist aydınlanma" temel görevini açığa çıkarmaktadır. "Önder partiye" geçiş yalnızca devrimci pratiğin değil aynı zamanda devrimci teorinin sorunudur.