Ölümsüzleşenlerimizin Çağrısıdır! 25 Kasım'da Rojava İşgaline Karşı Kadın Direnişini Büyütelim!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 

KBDH Genel Konseyi Üyesi MLKP/KKÖ temsilcisi Hîvron Razmuhi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yaptı:

Slava'dan, Arîn'e, Sarya'dan, Avaşin'e, Raperin'den Ceren'e, Destan'a, Barîn'e, Avesta'ya, Ceren Güneş'ten Aynur Ada'ya devraldığımız bir direniş tarihidir bugün Rojava'da yaşanan. Ölümsüzleşen her bir devrimci, komünist kadının son sözleriyle tarihe nakşettikleri gibi yurtseverler, devrimciler, komünistler olarak; Rojava kadın devrimimizi can pahasına, kan pahasına savunmaya devam ediyor/uz. İşgal altındaki topraklar bizim topraklarımızdır, boğulmaya çalışılan devrim, bizim devrimimizdir, karanlığa gömülmeye çalışılan özgürlük düşlerimizdir. Buna asla ve asla izin vermeyeceğiz!

Komünist kadınlar olarak; Rojava onur ve özgürlük savaşımımızı, kadın devrimi mücadelemizi ölümsüzlerimizin miras olarak bıraktığı bükülmez iradeyle yükselteceğiz" Razmuhi, savaşın, direnişin, onurlu yaşamın simgeleri olan ölümsüzleşen kadınların cüretli eylemlerini, kararlılıklarını, savaşma iradelerini, özgür ve eşit yaşama olan tutkularını, kadın yoldaşlığına bağlılık ve adanmışlıklarını rehber alarak, erkek egemen kapitalist sisteme karşı savaşacağız.

Rojava kadın devrimimize dönük işgalci saldırılar; Faşist AKP saray rejiminin Cumhurbaşkanı olan Hitler bozuntusu Erdoğan'ın her fırsatta dile getirdiği kadın a'dâ'nın (düşmanlığının) en yalın tezahürüdür. Düşmanlıkta haklılar! Çünkü; Rojava kadın devrimimiz kapitalist erkek egemen düzenlerinin panzehiridir. Çünkü; Rojava kadın devrimimiz cinsiyetçiliğin, eşitsizliğin, ırkçılığın, milliyetçiliğin, panzehiridir.{divide}

Rojava kadın devrimimizin; erkek egemenlikçi kapitalist, sömürgeci faşist sistemlerinin çarkını bozmasından korkuyorlar. Binyıllara dayalı erkek cinsinin ayrıcalıklı iktidarının sarsılmasından korkuyorlar. Korkmakta haklılar.! Bugün çanlar kapitalizmin sonu için çalıyor! Bugün isyan halinde olan, ayaklanan dünya emekçi kadınları, ezilen cinsler, yönünü Rojava kadın devrimine dönmüş, ondan ilham alıyorlar. Rojava kadın devrimimizin ruhu, Lübanda, Irak'ta, Fransa'da, Şili'de... geziyor. Ve biz devrimci, komünist kadınlar milyonlarca emekçi kadının öfkesiyle birlikte faşizmin, kapitalizmin her türden gericiliğin korkularını büyütmeye devam edeceğiz.!

Dünya emekçi halklarının, kadınların kapitalizme karşı yükselttiği isyan ateşinin harlanması; Rojava cephelerinde ölümsüzleşen devrimci, komünist kadınların erkek egemen kapitalizme olan öfkelerinden, DAİŞ barbarlığını alteden savaşçılıklarından ve kararlılıklarından alıyorlar. İsyan eden emekçi kadınlar gücünü, ölümler pahasına topraklarını terk etmeyen yiğit kadınların direnişlerinden alıyorlar. Yedi yıldır süren devrimi inşa ve savunma mücadelesi dünya kadınlarına ilham oldu ve başarılabileceğini, eşitlikçi bir yaşamın mümkün olduğunu gösterdi. Bugünde işgalci Türk devleti ve onun çete artıklarına karşı sürdürülen savaşımdan, direnişten ilham alıyorlar.

Eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren dünya emekçi kadın hareketi, cinsiyetsiz, sınıfsız, sınırsız bir dünya için mücadele yürüten komünist kadın hareketi sırtını bugün Rojava devrimine yaslamıştır. İşte bu ilişki kadın düşmanı faşist AKP saray rejimini ve bilcümle erkek egemenlikçi kapitalistleri korkutuyor. Toplumsal cinsiyetçiliği derinleştiren, kutuplaştıran erkek egemenlikçi sistemleri alaşağı etme gücü, hedefi, iradesini barındıran devrimimiz tüm emperyalist kapitalistleri tehdit ediyor. İşte bundandır ki, cinsiyetçi, ırkçı,Türk devleti Rojava devrimimizi boğmak için işgal savaşını sürdürüyor.
Kuzey Doğu Suriye'de yaşanan işgalden, dökülen kandan sadece AKP/Saray iktidarının sorumlu olmadığının altını çizen Razmuhi, bu yıkım ve katliamdan, ABD, Rusya, Almanya, Fransa başta olmak üzere gözyuman tüm devletlerin sorumludur.

Bu işgalci savaşta Türk burjuva devletine sözde, uyarı, ihtar yayınlayanlar, işgal için silah ihracatını durdurduk diyerek kamuoyunu, halklarımızı yanıltmaya çalışanlar sorumludur, suçludur.! Kadınlı-erkekli halklarımızın süren direnişi, kahramanca savaşan yoldaşlarımızın kararlılıkları kapitalistlere işgal karşıtı açıklamayı yaptırmış, Türk devletine tutum almaya zorlamıştır. Rojava halkları dostlarını da, düşmanlarını da bilecek kadar deneyim elde ettiler. İşgalci, sömürgeci AKP rejimine sözde 'uyarı' yapan, yaptırım kararı alanlar hiç bir zaman Rojava halklarının dostu olmadı, olmayacakta. Onların bu yalanları Rojava halklarının, kadınların, gençlerin işgalci güçlerin tanklarına, panzerine attıkları taşlarla bir kere daha açığa çıkartılmıştır. Bu yalanlar halkımıza, QSD, YPG, YPJ ve komünist devrimci savaşçıların üzerine yağdırılan bombalarla, atılan kimyasallarla, kurşunlarla deşifre olmuştur. Onlar, Rojava'ya atılan bombaların, yağdırılan kurşunların, kimyasalların sahibidir. Onlar, halkımızın katlinin ortağıdır. Bu işgalci savaşı durduracak, kirli savaş politikasını boşa çıkartacak yegane güç ezilen halkların, işçilerin, kadınların birleşik mücadelesi olacaktır. Devrimin savunma güçleri sırtını Kuzey Doğu Suriye/ Rojava halklarına yaslamıştır. Yoksul emekçi halkımızda sırtını, işgale karşı onur ve özgürlük savaşımını kahramanca sürdüren evlatlarına...
Rojava kadın devrimi ezilen kadın cinsinden, halklardan yana yeni bir yaşamın filizlendiği topraklar bugün kuşatılmaya çalışılıyor. Emekçi halkların düşmanları, kadının özgür ve eşit yaşam mücadelesininde düşmanlarıdır. Saldırılar aynı zamanda kadınların eşitlikçi ve özgürlükçü yaşam değerlerinedir. Kadınların gelecek umudunadır. Savaşan, direnen kadınlar bu umudun karartılmasına izin vermiyor, vermeyeceğiz. Rojava kadın devrimimizi savunmak; kazandığımız yeni yaşam değerlerini, haklarını savunma mücadelesidir. Canımız pahasına bedel ödemekten kaçınmadan bu savaşımı büyüteceğiz.! Şehitlerimizin sözlerinde vurguladıkları gibi Kürdüyle, Türküyle, Afrikalısıyla, Almanıyla, Gürcüsü, Ermenisiyle çeşitli uluslardan devrimciler, komünist kadınlar olarak kanlarımız birbirine karışarak savunacağız. Mutlaka ama mutlaka işgalcileri yeneceğiz.!


Dünya kadın hareketi Türkiye'den, Kürdistan'ın parçalarına kadar işgalcilerin kadınlara dönük şiddetini görmeli, kadın yoldaşlığının gücüyle, erkek egemenlikçi kapitalizme, işgalci AKP Saray rejimine karşı öfkeyi kuşanarak sokaklar tutuşturulmalıdır. 9 Ekim'den bu yana katledilen kadınların, çocukların hesabını sormak için küresel kadın dayanışması büyütülmelidir. Eliniz silah tutmuyorsa bile mutlaka taş, sopa tutabilir. Taşlarınız bulunduğunuz her yerde; işgalcilerle işbirliği halinde olanlara, kimyasal saldırıların, katliamların, kadınlara yapılan işkencelerin sorumluları olan kapitalist, emperyalist kurumları hedeflemeli.

Sessizlik affedilemez.! Tepkisizlik kabuledilemez.! Kadın yoldaşlığından aldığınız güçle ellerinizi evinde oturan ev emekçine, fabrikada çalışan işçi kadına, okulunda ki öğrenci genç kadına uzatarak işgalci savaşa karşı kadınların yıkıcı gücü örgütlenip sokağa çıkartılmalı. Bu Aynur'un, Ceren'in, Arîn'in, Destan'ın, Raperin'in, Avaşin'in, Hevrîn'in, Barîn'in, Avesta'nın sizden/bizden beklentisidir. Bu bizim onlara borcumuzdur.

Ve biz komünist, devrimci kadınlar; kadın devrimimizi, kadın yoldaşlığından, birleşik mücadeleden aldığımız güçle, can pahasına, kan pahasına savunmaya devam edeceğiz. Bulunduğumuz Medya Savunma Alanlarında, özgür dağlarda, gerilla sahalarında kentlerde sömürgecilere, işgalcilere dönen namlularımızla, kentlerde yaktığımız ateşlerle faşizmin korkusu olmaya devam edeceğiz. Bu ölümsüzleşen kadın yoldaşlarımıza sözümüzdür.! Birleşik mücadelemizden aldığımız güçle, ölümsüzlerimize verdiğimiz sözlere bağlı kalarak yüksek sesle haykırıyoruz, kadınların şiddet korkusu olmadan yaşayacakları bir dünyayı birlikte kazanacağız.

 

 

 

 

 

 

Marksist Leninist Komünist Parti Türkiye / Kuzey Kürdistan

 

Parti Ve Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Komünist Gençlik Örgütü
 
Komünist Kadın Örgütü
   
Fakirlerin Ve Ezilenlerin Silahlı Kuvvetleri
 
Kürdistan Örgütü

 

 

     Güncel

27.01.20 / TKŞ'den Kobanê Zaferi Açıklaması

Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz

26 Ocak 2015 DAİŞ'in ilk büyük yenilgisini aldığı gündür! Sömürgeci Türk devleti ve DAİŞ Kobanê'de başlayan Rojava ulusal demokratik devrimini Kobanê'yi işgal ederek ezmek istedi. Faşist Erdoğan kendinden emindi, DAİŞ çetelerine çok güveniyordu, bir kaç gün içinde Kobanê düşecekti. Plan sömürgeciliğe aitti, silahları, parayı, çeteleri hepsini o ayarlıyordu. Onun için çıktı televizyona ve 'Kobanê düştü düşecek' dedi. Ama Kobanê'de halk devriminin fedai kahramanları vardı: Arin Mirkan ve Sarya Özgür gibi kadın komutanlar; Heval Numan, Dıjvar, Çekdar, Berxwedan, Serxwebun ve daha yüzlerce fedai savaşçı; Paramaz, Elişer ve Algan Zafir gibi komünistler Kobanê zaferini bedenleriyle tuğla tuğla ördüler. Türkiye ve Kürdistan halkları direnişi sahiplendi, yüzlercesi seferberlik çağrısı ile Kobanê direnişine koştu. 20 Temmuz'da Pirsus'ta şehit düşen 33 genç komünist bize gösterdi ki, daha geride Kobanê için seferber olacak yüzler-binler vardı.

Kobanê'nin direndiğini ve direnişle özgürleştirildi. Kobanê zaferi Rojava devrimini güvence altına alırken, DAİŞ'in yenilgi sürecini de başlattı. Rojava-Kuzey Suriye halkları ilk kez DAİŞ'in yenilebileceğini gördüler ve başta Araplar olmak üzere Kuzey Suriye halkları devrime kitlesel biçimde katılmaya başladılar. Kobanê zaferi ile birlikte Girê Spi özgürleştirildi, Mınbiç, Tabqa-Tişrin ve sonra çetelerin başkent ilan ettikleri Rakka özgürleştirilerek devrim topraklarına dahil edildi. Politik islamcı faşist DAİŞ son olarak Deyr ez Zor'da kuşatıldı, Baxoz'da nihai olarak ezildi.
DAİŞ'le birlikte Türk devletinin planlarının da çöle gömüldü. DAİŞ sonrası emperyalistler arası çelişkilerden faydalanarak sömürgeci Türkiye doğrudan kendi ordusu ile Rojava devrimine karşı saldırıya girişti. Erdoğan Putin'e her türlü rüşvet ve tavizi vererek Ruslarla anlaşıp Efrîn'e saldırdı. Bu saldırıya karşı Efrîn halkı ve rojava devriminin devrimci ordusu direndi. Bu kahraman fedai direniş karşısında NATO'nun en büyük ikinci ordusu dedikleri işgalci ordu iki ay Efrîn'e giremedi.

Emperyalistlerin göz yummasından aldığı cesaretle faşist Erdoğan yüzünü Cizir bölgesine çevirdi. ABD ve Rus emperyalistleriyle yürüttüğü pazarlıklar sonrası Girê Spi ve Serêkaniyê'ye saldırdı. Fırat'tan Dicle'ye kadar tüm Rojava topraklarını işgal etmeyi hedefliyordu. Girê Spi ve Serêkaniyê'deki direniş bu yayılmacı planları bozdu. Ayn İsa ve Til Temir cephelerinden ileriye gidemedi. Ne elindeki teknik ne de para ile satın aldığı başıbozuklar çetesi direniş duvarını aşamadı.
Efrîn hala direniyor, Girê Spi-Serêkaniyê direniyor. Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz. İşgalcileri topraklarımızdan söküp atmak için devrimci savaşımımızı yükseltelim! Biz kazanacağız, Rojava-Kuzey Suriye Halkları kazanacak.

 
Komünist Devrimci Hareket (Tevgera Komunist a Şoreşger- TKŞ )


27.01.20 / Kobanê Halkları Zaferi Kutladı

Kobanê'de Arap ve Kürtlerden oluşan binlerce kişi, Kobanê'nin DAİŞ çetelerinden kurtuluşunun 5'inci ve Kobanê Özerk Yönetimi'nin 6'ncı yıl dönümünü DAİŞ çetelerine karşı yoğun çatışmaların yaşandığı Şehit Egid Meydanı'nda kutladı.

"Tutumunuzda vefakar olun, Kobanê dünya direnişinin başkentidir. Dünya bugün imha tehditleriyle karşı karşıya" şiarıyla düzenlenen kutlamalara Kürt ve Arap halklarının yanı sıra PYD , JKŞ , Kongre Star, TKŞ , TEV- DEM, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Temsilcileri, Minbic ve Gire Spi'den çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

Bölgedeki kadın kurumları ve hareketleri adına konuşan Fırat Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Fewziyê Ebdi, "Kobanê insanlığın ve barışın simgesi oldu" dedi.
Ebdi, "Suriye, Türk devletinin bölgeye yönelik tehditlerine karşı sınırlarını korumalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'ye ilişkin anlaşmalar yapan Rusya ve ABD'yi Türk devletinin tehditlerine son vermeye ve göçmenlerin bölgeye güvenli bir şeklide geri dönebilmesi için gerekli koşulları sağlamaya çağırıyoruz" diye belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kadın Komitesi Başkanı Cihan Xidro, "Kobanê'nin özgürleştirilmesi tarihi bölge halkı için bir kıvılcımdır. Kobanê direnişi halkın iradesinin askeri araçlardan daha güçlü olduğunun göstergesidir. DAİŞ'i destekleyen ve farklı gerekçelerle bölgeyi işgal etmeye çalışan Türk devletine karşı direniş devam ediyor" diye belirtti.
Minbic Demokratik Sivil Yönetimi Temsilcisi, Kobanê yönetimine direnişlerinden dolayı ödül verdi.

Etkinlikte müzik grupları Kürtçe ve Arapça şarkılar söyledi.


21.01.20 / MLKP'nin 'Dema Baranan' Belgeseli Tamamlandı

MLKP'nin umut ve zafer yüklü devrim yürüyüşünden bir kesit olarak Yapıcılar Film Kolektifi tarafından hazırlanan "Dema Baranan" belgeseli tamamlandı.

Çekimleri Rojava ve Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirilen belgesel filmde, MLKP'nin 25 yıllık tarihinin yanısıra devrim stratejisi ve politik askeri mücadeleye bakış açısı anlatılıyor. Belgesel için kamera karşısına geçen komünistler, MLKP'nin Türkiye-Kürdistan devriminin yanısıra bölgesel anlamda Ortadoğu devrimine bakış açısını aktarıyor.

MLKP'nin Rojava ve özgür dağlarda yürüttüğü mücadele ile savaş deneyimlerinin de aktarıldığı belgeselde, Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) ve Komünist Gençlik Örgütü (KGÖ) adına yapılmış röportajlar da yer alıyor. Belgeselde ayrıca farklı toplumsal kesimlerden ve uluslardan çok sayıda insan da komünistlerle buluştuktan sonra yaşamlarındaki değişimi anlatıyor.

23 Mart 2019'da katledilen MLKP MK üyesi Baran Serhad'ta atfedilen belgeselin yayınlanması, Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal saldırısı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmişti.

Belgeselde MLKP'nin Rojava ve Medya Savunma Alanlarındaki savaş pratiği de aktarılırken, geçtiğimiz aylarda işgal edilen Serêkaniyê'de çetelere karşı savaşan komünistler de deneyimlerini aktarıyor.

 Fragmanı izlemek için tıklayınız:

 


21.01.20 / Komünist Devrimci Hareket (TKŞ): ''Efrîn Bizimdir, Direnerek Özgürleştireceğiz''

Komünist Devrimci Hareket ( TKŞ ), Türkiye'nin Efrîn'i işgal edişinin ikinci yılı dolayısıyla "Efrîn bizimdir, direnerek özgürleştireceğiz" başlıklı açıklama yayınladı:

"2 yıl önce Rojava topraklarının önemli bir parçası olan Efrîn kantonunun Türkiye ve desteklediği çeteler tarafından uluslarası bir kuşatma konsepti ile işgal edildi. Devrimimizi parça parça işgal ederek boğma taktiği ile hareket eden işgalci Türk devleti 2 ay süren çağın direnişinin çelikten iradesine çarparak büyük kayıplar verdi. En ağır tekniği olmadan bir adım dahi ilerlemeyen faşist, işgalci Türk devleti başta Rusya, Amerika ve uluslarası emperyalist devletlerinin ve sömürgeci bölge devletlerinin onayı ile işgal hareketini başlattı.
Rusya'nın hava sahasını açarak, ABD, BM, AB gibi diğer emperyalist devletler ve örgütlerin ise Türkiye ve desteklediği çetelerin haftalar ve aylar süren insanlık suçlarına sessiz kaldı. Çünkü hepsi halk düşmanı, hepsi devrim düşmanı. Hepsinin ortak amacı ise bir halklar bahçesini ve özgürlükleri temsil eden Rojava devrimini ve kadın iradesini kırmaktır. Ve Kürdü, Arabı, Alevisi, Ermenisi ile kadın iradesi ile halkların kardeşliğini ve kadın iradesini temsil eden Efrîn'in hedef alınması ise tesadüfü değildir. İşgal sürecinde çocuğu, kadını, yaşlısı ile yüzlerce sivil halk katledildi. Yüzlerce savaşçının şehit düştüğü ve 2 ay süren destansı direnişin ardından Efrini işgal eden TC ve çeteleri başta Efrîn'e çete ailelerini yerleştirerek demografik yapıyı değiştirmeye girişti ve ardından halkın evleri, malları talan edildi, tarihi yerler yok edildi ve Efrîn ile sembolleşen on binlerce zeytin ağaçları kesilerek doğa katliamına girişti. Sivil halk kaçırılarak işkencelerden geçirildi ve kadınlara tecavüz edildi. Osmanlı'nın işgal manzaralarını bir kez daha Efrîn'de devreye sokan TC bu işgal hareketi ile başta Rojava devrimi ile Kürt halkının kazanımlarını ve devrim sayesinde özgürlüklerini elde eden bölge halkının ortak yaşam iradesini hedef aldılar. Bu devrim ile binlerce yıllık erkek egemenliğini gerileten kadın iradesinin kazanımlarını yok etmeyi hedeflediler. Fakat amaçlarına ulaşamadılar. Rojava ve Kuzey Suriye halkları bu işgal saldırısı karşısında kazanımlarını sahiplenmeye devam ettiler.

Buna karşı yok etme konseptine Serêkaniyê ve Girê Spî işgali ile devam eden Türkiye'nin bu gün Rojava devrimini yok etmeyi kendi varlık sebebi olarak gördü. Emperyalist güçler ve sömürgeci bölge devletleri bu işgal hareketine direk ya da dolaylı destek vererek devrimin kazanımlarını en geri noktaya çekerek teslimiyet dayatması yapmak istiyorlar.

Bizler Komünist Devrimci Hareket olarak bir kez daha Rojava devrimi ve Efrin savunmasında şehit düşen binlerce şehidimize tüm halklarımıza sözümüzü bir kez daha tekrarlıyoruz. Avestaların, Barinlerin, Tirêjlerin, Özgürlerin, Zeynellerin, İlanların ve Gulanların direniş manifestosu ile devrimimizi ve kazanımlarımı mevzi mevzi savunacağız. Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî ve işgal altında ki tüm toprakların özgürleştirilmesi varlık sebebimizdir."


19.01.20 / Direniş İşgalcileri Kovacak, Efrîn'i Özgürleştirecek

Faşist Türk devletinin Efrîn'e yönelik 20 Ocak 2018'de başlayan işgali ikinci yılını doldurdu. İşgal saldırısı esnasında binlerce kişi katledildi, yüzbinlerce kişi yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Efrîn yağmalandı, talan edildi. İşgalci AKP rejimi, Efrîn ve çevresinde soykırımı derinleştiriyor. Efrîn halkı halen çemberde tutularak boğulmak isteniyor. Kentte kalan Arap ve Kürt ailelerden binlerce kişi çeteler tarafından alıkonuldu. Hala haber alınamayan yüzlerce kişi var.

Efrîn halkı ve özsavunma güçleri, işgal saldırısına karşı iki ay boyunca canfeda bir direniş sergiledi. Faşist Türk ordusu ve çeteleri, Efrîn dağlarında ve kentlerinde direniş mevzilerinde karşılandı. Tarihe yazılan Efrîn direnişi, dünya halklarının umudu olan Rojava devriminin teslim olmayacağını gösterdi. HBDH güçleri de devrim topraklarını savunmak için Efrîn özsavunma güçleri ile birlikte cephelerde yer aldı. Raco'da, Cindires'te, Mabeta'da şehitler bedeli direnişin en ön saflarında dövüştü.

DEVAMI


15.01.20 / Komünist Tutsak İsmail Yılmaz'a İşkence

2017 yılından beri Elazığ 2 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde kalan MLKP tutsağı İsmail Yılmaz, hapishanede dayatılan "terör suçlusu" yazılı yaka kartını takmayı reddettiği için 2 yıldır açık görüş, telefon görüşü ve kargo alımı gibi haklarını kullanamıyor. Yılmaz'ın 7 Şubat'ta görülecek karar duruşması için aldığı savunma notlarına hapishane idaresi tarafından el konuldu. Sayım sırasında başındaki beresini çıkartmadığı için de tehdit edildi.
Kulak zarındaki yırtık nedeniyle ertelenmemesi gereken tedavisine kimlik dayatması nedeniyle devam edemezken, ağrı kesici ilaç dahi verilmiyor.
Ayrıca dini bayram, yılbaşı ve doğum günü dışında kitap alamayacağı da cezaevi idaresi tarafından Yılmaz'a bildirildi.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu, müvekkili İsmail Yılmaz ve aynı hak ihlallerine maruz kalan Mahmut Soner üzerindeki baskıların derhal son bulmasını istedi.

Yılmaz, Nusaybin özyönetim direnişine katıldığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. İsmail Yılmaz, duruşmada verdiği ifadesinde, "Biz özyönetim direnişi ışığını Paris Komünü'nden aldık. Bugünkü özyönetim direnişlerinin ışığı da yarınların ışığı olacaktır" demişti.

 

 


Arşiv



  Sayfa 12345678
 

 

HBDH



PARTİNİN SESİ



KüRDİSTAN



FESK



 

 

 

MERKEZ KOMİTE



ÖZGüR KADIN



KKÖ



SöYLEşİLER