MLKP MK: ''Faşist Katliamlar Gerillayı Durduramaz! Bedel Kapılarından Geçerek Yürüyoruz! Halk Düşmanlarına Hakettikleri Bedeli Ödeteceğiz!''
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

02 Ekim 2019 / MK / Açıklama / No: 2019/6

İşçiler, kadınlar, gençler, yoksullar, çile içinde bir hayata mahkum edilenler!

Faşist şeflik rejiminin ırkçı, faşist, tecavüzcü ve işkenceci özel polisi Eskişehir'de, iki yoldaşımızı, FESK'in iki başeğmez gerillasını katletti. Her ikisi de MLKP üyesi olan, FESK komutanlarından Ozan Sökmen ve FESK gerillası Fırat Şeran yoldaşlar "ya özgürlük ya ölüm" kararlılığını bir kez daha kanlarıyla yazdılar. Kuşatılan üslerindeki pratikleriyle, Yeliz'in, Şirin'in geleneğine yeni bir halka eklediler.

Ölümsüzlükle sonlanan kısa ömürlerine sınırsız bir hayat sığdıran Ozan ve Fırat yoldaşlar, İstanbul'dan Şengal'e, İzmir'den Rojava'ya geniş bir coğrafyada devrim için dövüştüler. Hüseyin Demircioğlu Akademisindeki savaş hazırlığında ter döktüler. Kent gerilla hareketini büyütmek için zorlu engelleri aşarak Türkiye kentlerine döndüler. Büyük bir kararlılıkla, feda ruhuyla, yılmazlıkla, gerilla yaratıcılığıyla savaşım yürüttüler. Onlar, son olarak 16 Mayıs'ta Antalya'da teknik bir sorunun sonuç almayı engellediği sabotaj eylemiyle düşmana korku vermiş, yeni çalışmalara girişmişlerdi. Adana eylemiyle, faşist katiller sürüsünün korkularını büyüttüler. Öyle ki, dünya palavra şampiyonu ve Saray'ın kuduz köpeği Süleyman Soylu Adana'da "özel harekat" adlı, işkenceci, yargısız infazcı, tecavüzcü halk düşmanlarının yedikleri darbeyi gizlemek için yalan üzerine yalan söylemeye devam ediyor.{divide}

Ozan Sökmen, yoldaşlarının Deniz Erbay'ı, Rojava'nın, Şengal dağlarının Diren Güney'i, 1991'de  Kürt-Alevi halkımıza mensup bir ailenin çocuğu olarak İstanbul'da doğdu. Lise son sınıfta, 2010 yılında İstanbul'da KGÖ'ye katıldı. Kısa süre içinde milis çalışmalarında yer aldı. Liseden sonra devrimciliğini parti görevleri üslenerek sürdürdü. Devrimin ihtiyaçları ve partinin çağrısıyla bir yıl süreyle İstanbul dışında çalışma yürüttü. Faşizme,  sömürgeciliğe ve kapitalizme karşı KGÖ saflarında mücadele ettiği dönemden itibaren, politik askeri cephede yer alma talebini yükseltti. Bunu dile getirmekten hiç vazgeçmedi.

Bu isteği, devrimin savunulmasında yer almak üzere, 2014 güzünde Rojava'da görevlendirilmesiyle gerçekleşti. Rojava'nın değişik cephelerinde, büyük bir kararlılık ve atılganlıkla savaşım yürüttü. Şengal'in özgürleştirilmesi savaşımına katılan parti birliği içinde de yer aldı. O günlerde büyük bir coşkuyla şunları haykırdı:

"Partimiz MLKP savaşçısı olarak Şengal'de bulunuyorum ve bundan çok onur duyuyorum. Buraya, Ezidi halkımızın katliamını engellemek için partimiz MLKP tarafından parti programı ekseninde gönderildik. Partimizin savaşımı onurlu mücadelesini Şengal dağlarına taşıdık. Bu mücadelemizi Kobanê'de, Rojava'da, Şengal'de devam ettiriyoruz. Şimdi Şengal'i kurtarma çalışmalarımız devam ediyor. Şengal merkezine girmiş durumdayız. Şengal'i özgürleştirdikten sonra bu mücadeleyi her yerde yaymaya devam edeceğiz."

Ozan Sökmen, yoldaşlarının Diren'i, can bedeli bir savaşımın ve Hüseyin Demircioğlu Akademisi'deki sürecin ardından, faşizmin tuzaklarına, katliam tehditlerine aldırmadan, her tür engeli aşarak FESK'le buluştu. Değişik kentlerde gerilla çalışması yürüttü. Kararlı, gözüpek, iradesi berrak, kent gerillası koşullarına adaptasyonu güçlü bir komünist gerilla olarak öne çıktı. Kimileri düşmana darbe vuran, kimileri teknik yetmezliklere bağlı nedenlerle hedefine ulaşamayan değişik eylemlere katıldı. Gelişimiyle FESK Komutanı olma onurunu kazandı. Kızıl Müfreze onun komutasında, düşman engeli tanımaz bir ruhla çalıştı.

Fırat Şeran, yoldaşlarının Azad Serhildan'ı, Kürt-Sünni halkımıza mensup ailenin bir çocuğu olarak, 9 Nisan 1988'de, Urfa-Viranşehir'de doğdu. 19 yaşındayken, 2007'de İstanbul Esenler'de parti saflarına katıldı. Öncesinde de, bir liseli genç olarak örgütlü politik mücadele yürütmüştü. Parti saflarında savaşım verdiği 12 yıllık dönemde İstanbul'da, Kocaeli'de, İzmir'de değişik devrimci görevler omuzladı. Haziran 2012'de, İstanbul'da yeraltı çalışması içinde tutsak düştü. İki yıllık hapisliğin ardından dosdoğru mücadeleye koştu. Bir süre gençlik içinde faaliyet yürüttükten sonra, politik askeri çalışma talebinde bulundu. Savaş hazırlıkları için Hüseyin Demircioğlu Akademisi'ne gitti. Rojava devrimi savunmasına katıldı. Faşizmin tüm engellerini aşarak, FESK'in kent gerilla mücadelesi içinde yer almak için, özgür alanlardan Türkiye kentlerine geçti. İçinde yer aldığı Kızıl Müfrezenin düşmana darbeler indirmesi için güçlü bir disiplin ve feda ruhuyla çalıştı.

Kent gerillası için zorlukları artan koşullarda, ölümsüzlerin, devrimin, partinin çağrılarına devrimci cevaplar vermek için feda ruhunu yüksekte tutan, aynı koşullarda ideolojik-siyasi ve teknik gelişim için yorulmak bilmez bir çaba sergileyen, işçi sınıfının ve ezilenlerin çığlıklarına yankı olmak için canlarını ortaya koyan,  Ozan ve Fırat yoldaşların, parti üyesi  iki yiğit gerillanın, iki başeğmez FESK savaşçısının anısını yaşatacak, faşist sömürgeci düşmana bedel ödetmekte duraksamayacağız.

Bir kez daha başta işçi ve öğrenci gençlik olmak üzere, emekçileri ve ezilenleri FESK'i güçlendirmeye çağırıyoruz. FESK'e istihbarat sağlayalım, silah desteğinde bulunalım, saflarında yer alıp savaşalım.

Ozan Sökmen Ve Fırat Şeran Yoldaşlar Yaşıyor MLKP Savaşıyor!

Ölümsüzlerin Yolundan İleri!

Şan Olsun FESK'e! Şan Olsun Komünist Gerillaya!

Faşist Katillerden Mutlaka Hesap Soracağız!

 

2 Ekim 2019

MLKP

Merkez Komitesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Marksist Leninist Komünist Parti Türkiye / Kuzey Kürdistan

 

Parti Ve Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Komünist Gençlik Örgütü
 
Komünist Kadın Örgütü
   
Fakirlerin Ve Ezilenlerin Silahlı Kuvvetleri
 
Kürdistan Örgütü

 

 

     Güncel

27.01.20 / TKŞ'den Kobanê Zaferi Açıklaması

Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz

26 Ocak 2015 DAİŞ'in ilk büyük yenilgisini aldığı gündür! Sömürgeci Türk devleti ve DAİŞ Kobanê'de başlayan Rojava ulusal demokratik devrimini Kobanê'yi işgal ederek ezmek istedi. Faşist Erdoğan kendinden emindi, DAİŞ çetelerine çok güveniyordu, bir kaç gün içinde Kobanê düşecekti. Plan sömürgeciliğe aitti, silahları, parayı, çeteleri hepsini o ayarlıyordu. Onun için çıktı televizyona ve 'Kobanê düştü düşecek' dedi. Ama Kobanê'de halk devriminin fedai kahramanları vardı: Arin Mirkan ve Sarya Özgür gibi kadın komutanlar; Heval Numan, Dıjvar, Çekdar, Berxwedan, Serxwebun ve daha yüzlerce fedai savaşçı; Paramaz, Elişer ve Algan Zafir gibi komünistler Kobanê zaferini bedenleriyle tuğla tuğla ördüler. Türkiye ve Kürdistan halkları direnişi sahiplendi, yüzlercesi seferberlik çağrısı ile Kobanê direnişine koştu. 20 Temmuz'da Pirsus'ta şehit düşen 33 genç komünist bize gösterdi ki, daha geride Kobanê için seferber olacak yüzler-binler vardı.

Kobanê'nin direndiğini ve direnişle özgürleştirildi. Kobanê zaferi Rojava devrimini güvence altına alırken, DAİŞ'in yenilgi sürecini de başlattı. Rojava-Kuzey Suriye halkları ilk kez DAİŞ'in yenilebileceğini gördüler ve başta Araplar olmak üzere Kuzey Suriye halkları devrime kitlesel biçimde katılmaya başladılar. Kobanê zaferi ile birlikte Girê Spi özgürleştirildi, Mınbiç, Tabqa-Tişrin ve sonra çetelerin başkent ilan ettikleri Rakka özgürleştirilerek devrim topraklarına dahil edildi. Politik islamcı faşist DAİŞ son olarak Deyr ez Zor'da kuşatıldı, Baxoz'da nihai olarak ezildi.
DAİŞ'le birlikte Türk devletinin planlarının da çöle gömüldü. DAİŞ sonrası emperyalistler arası çelişkilerden faydalanarak sömürgeci Türkiye doğrudan kendi ordusu ile Rojava devrimine karşı saldırıya girişti. Erdoğan Putin'e her türlü rüşvet ve tavizi vererek Ruslarla anlaşıp Efrîn'e saldırdı. Bu saldırıya karşı Efrîn halkı ve rojava devriminin devrimci ordusu direndi. Bu kahraman fedai direniş karşısında NATO'nun en büyük ikinci ordusu dedikleri işgalci ordu iki ay Efrîn'e giremedi.

Emperyalistlerin göz yummasından aldığı cesaretle faşist Erdoğan yüzünü Cizir bölgesine çevirdi. ABD ve Rus emperyalistleriyle yürüttüğü pazarlıklar sonrası Girê Spi ve Serêkaniyê'ye saldırdı. Fırat'tan Dicle'ye kadar tüm Rojava topraklarını işgal etmeyi hedefliyordu. Girê Spi ve Serêkaniyê'deki direniş bu yayılmacı planları bozdu. Ayn İsa ve Til Temir cephelerinden ileriye gidemedi. Ne elindeki teknik ne de para ile satın aldığı başıbozuklar çetesi direniş duvarını aşamadı.
Efrîn hala direniyor, Girê Spi-Serêkaniyê direniyor. Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz. İşgalcileri topraklarımızdan söküp atmak için devrimci savaşımımızı yükseltelim! Biz kazanacağız, Rojava-Kuzey Suriye Halkları kazanacak.

 
Komünist Devrimci Hareket (Tevgera Komunist a Şoreşger- TKŞ )


27.01.20 / Kobanê Halkları Zaferi Kutladı

Kobanê'de Arap ve Kürtlerden oluşan binlerce kişi, Kobanê'nin DAİŞ çetelerinden kurtuluşunun 5'inci ve Kobanê Özerk Yönetimi'nin 6'ncı yıl dönümünü DAİŞ çetelerine karşı yoğun çatışmaların yaşandığı Şehit Egid Meydanı'nda kutladı.

"Tutumunuzda vefakar olun, Kobanê dünya direnişinin başkentidir. Dünya bugün imha tehditleriyle karşı karşıya" şiarıyla düzenlenen kutlamalara Kürt ve Arap halklarının yanı sıra PYD , JKŞ , Kongre Star, TKŞ , TEV- DEM, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Temsilcileri, Minbic ve Gire Spi'den çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

Bölgedeki kadın kurumları ve hareketleri adına konuşan Fırat Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Fewziyê Ebdi, "Kobanê insanlığın ve barışın simgesi oldu" dedi.
Ebdi, "Suriye, Türk devletinin bölgeye yönelik tehditlerine karşı sınırlarını korumalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'ye ilişkin anlaşmalar yapan Rusya ve ABD'yi Türk devletinin tehditlerine son vermeye ve göçmenlerin bölgeye güvenli bir şeklide geri dönebilmesi için gerekli koşulları sağlamaya çağırıyoruz" diye belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kadın Komitesi Başkanı Cihan Xidro, "Kobanê'nin özgürleştirilmesi tarihi bölge halkı için bir kıvılcımdır. Kobanê direnişi halkın iradesinin askeri araçlardan daha güçlü olduğunun göstergesidir. DAİŞ'i destekleyen ve farklı gerekçelerle bölgeyi işgal etmeye çalışan Türk devletine karşı direniş devam ediyor" diye belirtti.
Minbic Demokratik Sivil Yönetimi Temsilcisi, Kobanê yönetimine direnişlerinden dolayı ödül verdi.

Etkinlikte müzik grupları Kürtçe ve Arapça şarkılar söyledi.


21.01.20 / MLKP'nin 'Dema Baranan' Belgeseli Tamamlandı

MLKP'nin umut ve zafer yüklü devrim yürüyüşünden bir kesit olarak Yapıcılar Film Kolektifi tarafından hazırlanan "Dema Baranan" belgeseli tamamlandı.

Çekimleri Rojava ve Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirilen belgesel filmde, MLKP'nin 25 yıllık tarihinin yanısıra devrim stratejisi ve politik askeri mücadeleye bakış açısı anlatılıyor. Belgesel için kamera karşısına geçen komünistler, MLKP'nin Türkiye-Kürdistan devriminin yanısıra bölgesel anlamda Ortadoğu devrimine bakış açısını aktarıyor.

MLKP'nin Rojava ve özgür dağlarda yürüttüğü mücadele ile savaş deneyimlerinin de aktarıldığı belgeselde, Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) ve Komünist Gençlik Örgütü (KGÖ) adına yapılmış röportajlar da yer alıyor. Belgeselde ayrıca farklı toplumsal kesimlerden ve uluslardan çok sayıda insan da komünistlerle buluştuktan sonra yaşamlarındaki değişimi anlatıyor.

23 Mart 2019'da katledilen MLKP MK üyesi Baran Serhad'ta atfedilen belgeselin yayınlanması, Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal saldırısı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmişti.

Belgeselde MLKP'nin Rojava ve Medya Savunma Alanlarındaki savaş pratiği de aktarılırken, geçtiğimiz aylarda işgal edilen Serêkaniyê'de çetelere karşı savaşan komünistler de deneyimlerini aktarıyor.

 Fragmanı izlemek için tıklayınız:

 


21.01.20 / Komünist Devrimci Hareket (TKŞ): ''Efrîn Bizimdir, Direnerek Özgürleştireceğiz''

Komünist Devrimci Hareket ( TKŞ ), Türkiye'nin Efrîn'i işgal edişinin ikinci yılı dolayısıyla "Efrîn bizimdir, direnerek özgürleştireceğiz" başlıklı açıklama yayınladı:

"2 yıl önce Rojava topraklarının önemli bir parçası olan Efrîn kantonunun Türkiye ve desteklediği çeteler tarafından uluslarası bir kuşatma konsepti ile işgal edildi. Devrimimizi parça parça işgal ederek boğma taktiği ile hareket eden işgalci Türk devleti 2 ay süren çağın direnişinin çelikten iradesine çarparak büyük kayıplar verdi. En ağır tekniği olmadan bir adım dahi ilerlemeyen faşist, işgalci Türk devleti başta Rusya, Amerika ve uluslarası emperyalist devletlerinin ve sömürgeci bölge devletlerinin onayı ile işgal hareketini başlattı.
Rusya'nın hava sahasını açarak, ABD, BM, AB gibi diğer emperyalist devletler ve örgütlerin ise Türkiye ve desteklediği çetelerin haftalar ve aylar süren insanlık suçlarına sessiz kaldı. Çünkü hepsi halk düşmanı, hepsi devrim düşmanı. Hepsinin ortak amacı ise bir halklar bahçesini ve özgürlükleri temsil eden Rojava devrimini ve kadın iradesini kırmaktır. Ve Kürdü, Arabı, Alevisi, Ermenisi ile kadın iradesi ile halkların kardeşliğini ve kadın iradesini temsil eden Efrîn'in hedef alınması ise tesadüfü değildir. İşgal sürecinde çocuğu, kadını, yaşlısı ile yüzlerce sivil halk katledildi. Yüzlerce savaşçının şehit düştüğü ve 2 ay süren destansı direnişin ardından Efrini işgal eden TC ve çeteleri başta Efrîn'e çete ailelerini yerleştirerek demografik yapıyı değiştirmeye girişti ve ardından halkın evleri, malları talan edildi, tarihi yerler yok edildi ve Efrîn ile sembolleşen on binlerce zeytin ağaçları kesilerek doğa katliamına girişti. Sivil halk kaçırılarak işkencelerden geçirildi ve kadınlara tecavüz edildi. Osmanlı'nın işgal manzaralarını bir kez daha Efrîn'de devreye sokan TC bu işgal hareketi ile başta Rojava devrimi ile Kürt halkının kazanımlarını ve devrim sayesinde özgürlüklerini elde eden bölge halkının ortak yaşam iradesini hedef aldılar. Bu devrim ile binlerce yıllık erkek egemenliğini gerileten kadın iradesinin kazanımlarını yok etmeyi hedeflediler. Fakat amaçlarına ulaşamadılar. Rojava ve Kuzey Suriye halkları bu işgal saldırısı karşısında kazanımlarını sahiplenmeye devam ettiler.

Buna karşı yok etme konseptine Serêkaniyê ve Girê Spî işgali ile devam eden Türkiye'nin bu gün Rojava devrimini yok etmeyi kendi varlık sebebi olarak gördü. Emperyalist güçler ve sömürgeci bölge devletleri bu işgal hareketine direk ya da dolaylı destek vererek devrimin kazanımlarını en geri noktaya çekerek teslimiyet dayatması yapmak istiyorlar.

Bizler Komünist Devrimci Hareket olarak bir kez daha Rojava devrimi ve Efrin savunmasında şehit düşen binlerce şehidimize tüm halklarımıza sözümüzü bir kez daha tekrarlıyoruz. Avestaların, Barinlerin, Tirêjlerin, Özgürlerin, Zeynellerin, İlanların ve Gulanların direniş manifestosu ile devrimimizi ve kazanımlarımı mevzi mevzi savunacağız. Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî ve işgal altında ki tüm toprakların özgürleştirilmesi varlık sebebimizdir."


19.01.20 / Direniş İşgalcileri Kovacak, Efrîn'i Özgürleştirecek

Faşist Türk devletinin Efrîn'e yönelik 20 Ocak 2018'de başlayan işgali ikinci yılını doldurdu. İşgal saldırısı esnasında binlerce kişi katledildi, yüzbinlerce kişi yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Efrîn yağmalandı, talan edildi. İşgalci AKP rejimi, Efrîn ve çevresinde soykırımı derinleştiriyor. Efrîn halkı halen çemberde tutularak boğulmak isteniyor. Kentte kalan Arap ve Kürt ailelerden binlerce kişi çeteler tarafından alıkonuldu. Hala haber alınamayan yüzlerce kişi var.

Efrîn halkı ve özsavunma güçleri, işgal saldırısına karşı iki ay boyunca canfeda bir direniş sergiledi. Faşist Türk ordusu ve çeteleri, Efrîn dağlarında ve kentlerinde direniş mevzilerinde karşılandı. Tarihe yazılan Efrîn direnişi, dünya halklarının umudu olan Rojava devriminin teslim olmayacağını gösterdi. HBDH güçleri de devrim topraklarını savunmak için Efrîn özsavunma güçleri ile birlikte cephelerde yer aldı. Raco'da, Cindires'te, Mabeta'da şehitler bedeli direnişin en ön saflarında dövüştü.

DEVAMI


15.01.20 / Komünist Tutsak İsmail Yılmaz'a İşkence

2017 yılından beri Elazığ 2 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde kalan MLKP tutsağı İsmail Yılmaz, hapishanede dayatılan "terör suçlusu" yazılı yaka kartını takmayı reddettiği için 2 yıldır açık görüş, telefon görüşü ve kargo alımı gibi haklarını kullanamıyor. Yılmaz'ın 7 Şubat'ta görülecek karar duruşması için aldığı savunma notlarına hapishane idaresi tarafından el konuldu. Sayım sırasında başındaki beresini çıkartmadığı için de tehdit edildi.
Kulak zarındaki yırtık nedeniyle ertelenmemesi gereken tedavisine kimlik dayatması nedeniyle devam edemezken, ağrı kesici ilaç dahi verilmiyor.
Ayrıca dini bayram, yılbaşı ve doğum günü dışında kitap alamayacağı da cezaevi idaresi tarafından Yılmaz'a bildirildi.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu, müvekkili İsmail Yılmaz ve aynı hak ihlallerine maruz kalan Mahmut Soner üzerindeki baskıların derhal son bulmasını istedi.

Yılmaz, Nusaybin özyönetim direnişine katıldığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. İsmail Yılmaz, duruşmada verdiği ifadesinde, "Biz özyönetim direnişi ışığını Paris Komünü'nden aldık. Bugünkü özyönetim direnişlerinin ışığı da yarınların ışığı olacaktır" demişti.

 

 


Arşiv



  Sayfa 12345678
 

 

HBDH



PARTİNİN SESİ



KüRDİSTAN



FESK



 

 

 

MERKEZ KOMİTE



ÖZGüR KADIN



KKÖ



SöYLEşİLER