MLKP MK: Zaferler Kuşağının Önder Temsilcisi Baran Serhat Yoldaş Ölümsüzdür! Faşist Şeflik Rejimini Ve İnkarcı Sömürgeciliği Yeneceğiz!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 

Parti adıyla Baran Serhat, aile adıyla Bayram Namaz yoldaş, faşist diktatör Erdoğan'ın talimatı, mit ve kontrgerillanın organizasyonuyla aracına bomba yerleştirilerek, Rojava-Serêkaniyê'de 23 Mart'ta katledildi.{divide}

Devrim ve partimiz, uçurum boylarında yaşamayı olağanlaştırmış, yılmak bilmez bir militanın, kurucu iradesi yüksek yetkin bir örgütçünün, feda ruhu ve adanmışlığıyla örnek bir öncünün, büyük düşlerden vazgeçmeyen iddialı bir politik savaşçının, devrimci yoldaşlığın güçlü bir temsilcisinin, ve enternasyonalizmin coşkulu bir emekçisinin fiili katkılarından yoksun kaldı. Bunun boşluğunu duymamak imkansız. Ne var ki, yoldaşımızın yürüttüğü mücadele, yüksekte tuttuğu değerler, bir an bile gözünü ayırmadığı büyük devrimci hedefler ve atılım ruhu, devrime, partimize, yoldaşlarına güç katmaya devam edecek. En zor, en imkansız anlarda ve durumlarda, kızıl bir kılavuz olarak yol göstermeyi, esin ve kuvvet kaynağı olmayı sürdürecek.

 

Kardeşler!

Partimizin kurucu üyesi Bayram Namaz yoldaş, 20 Şubat 1970'de Ağrı Patnos'da dünyayla kucaklaştı. Çocukluğu ve ilk gençliği Van'da geçti. Sömürgeciliğin inkar ve asimilasyon politikaları ve toplumsal eşitsizlikler onun devrimciliğe yönelmesini koşulladı. Trakya'daki üniversite yılları ve turizm şehirlerindeki inşaat işçiliği dönemi bunu pekiştirdi. O yıllarda, ulusal devrimci mücadelenin artan etkisi Bayram yoldaşın yurtsever duygu ve düşüncelerini ayaklandırırken, politik arayışlarını hızlandırdı. Baştan itibaren silahlı mücadelenin zorunluluğu fikrindeydi. Örgütlülüğe ilk adımını Tekirdağ'da attı.

Siyasi polisin resmi kayıtlarına Mayıs 1990'da Çanakkale'de gözaltına alındığında girdi. Yaklaşık bir yıl sonra Nisan 1991'de ise bu kez, İstanbul'da iki yoldaşıyla birlikte kamulaştırma eylemine giderken, geçici olarak el konulmuş bir aracın içinde tutsak edildi. Hapishane yıllarının ardından dosdoğru Birlik Devrimi'ne koştu. Ekim 1995'ten başlayarak pek çok kez gözaltı saldırısına uğradı. Bunların içinden, Ekim 1995, Şubat 1997 ve Eylül 2006 gözaltılarından sonra devrimciliğini değişik sürelerle hapishanede üretti. Baran yoldaş, Nisan 1990'dan başlayarak tüm polis sorgularını işkencecileri inlerinde yenerek cevapladı. Mahkeme salonlarını, faşizmi, inkarcı sömürgeciliği, kapitalizmi yargıladığı, devrimci ideallerini haykırdığı mezvilere dönüştürdü.

Baran Serhat yoldaş, tüm bu savaşım dönemi içinde, Birlik Devrimimizin yaratmayı hedeflediği zaferler kuşağının önder temsilcilerinden biri olarak öne çıktı. Parti çizgisinin ve parti tarzının güçlü bir militanı oldu. Devrim nereye çağırıyorsa oraya koştu. Görev ve iş ayırımı yapmadı. Tüm görevlerine ruhunu katmayı bildi. Kolektif etkin birey niteliğini durmaksızın güçlendirdi. Çeyrek asırlık süre içinde, diğer görevleri dışında, değişik dönemlerde, MLKP İstanbul İl Komitesi Üyesi, Adana İl Komitesi Sekreteri, İstanbul İl Komitesi Sekreteri, Kuzey Kürdistan Örgütü Sekreteri, Rojava Temsilcisi, Kürdistan Örgütü Üyesi, Merkez Komitesi Üyesi ve Merkez Komitesi Yürütme Kurulu Üyesi olarak sorumluluklar üstlendi. Tüm görevlerini, büyük bir şevkle, kararlılıkla, ciddiyetle ve militanlıkla yürüttü. Hangisi olursa olsun, yeni bir görev, yeni bir sorumluluk onun için devrimci savaşımı güçlendirme talimatı, fırsatı ve borcuydu. Her alanda, birikim, deney ve yeteneklerini tüm gücüyle harekete geçirdi. Koparıp alma görüş açısı ve ruhuyla çalıştı. Yaratıcı inisiyatifi ve öncü iradesiyle faaliyetlere zenginlik ve tempo kazandırdı.

Baran yoldaş, partimizin Kürdistanilik ve sosyalist yurtseverlik niteliğinin pratikleştirilip derinleştirilmesinin önderiydi. Kuzey Kürdistan'ın Kawa'sı, Rojava'nın Baran'ı olarak sınırsızca emek harcadı. Zorlu, aşılmaz gibi görünen engeller karşısında kararlılığı bir an bile eksilmedi. İlerlemek için bir yol buldu veya yeni bir yol açmayı başardı.

Partimizin birleşik devrimci mücadele, cepheleşme ve birleşik devrimci önderlik kavrayış ve yöneliminin öncülerinden biri olarak, Enternasyonalist Özgürlük Taburu'nun kuruluşu için ter döktü. HBDH'nin kuruluş sürecinin öncüleri arasında yer aldı. Gerek HBDH'nin başarısı, gerekse de partimizin, bu başarının kazanılması yolunda etkinliğini ve özverisini yükseltmesi için kesintisiz bir çaba, devrimci bir ısrar içinde oldu.

 

Kardeşler!

Devrimci iyimserliğini hiç kaybetmeyen, devrimci romantizmle dopdolu bir devrimcilik üreten Baran Serhat yoldaş, 8 yıl hapiste tutulduğu "8 Eylül davası"nın 4 Kasım 2013 tarihindeki duruşmasında, iddianameyi ve mahkeme savcısının mütalaasını, bir bölümü Kürtçe, bir bölümü Türkçe 18 sayfalık bir metinle cevapladı. Kürtçe konuşmasında, Kürdistan'ın dört parçaya bölünmüşlüğünü, inkar ve asimilasyon politikalarını, Kürt halkının ulusal mücadelesini vurguladıktan sonra, tek tek parçalardaki durumu değerlendirdi. "Rojava'da, Batı Kürdistan'da Kürt bölgesi kuruluyor. Bu küçük parçada büyük bir kapı açılıyor" diye haykırdı. Dövüşenleri ve bedel ödeyenleri selamladı. Rojava devriminin Erdoğan yönetimi ve daiş ortaklığınca tehdit altında tutulduğu zor bir dönemde söylediği bu umut dolu sözlerden dokuz ay sonra, Temmuz 2014'te Rojava'da devrimci görevlerinin başındaydı.

Baran Serhat yoldaş, partimizin Rojava'daki savaşımının önderliğini yürüttü. Daiş'in yenilgiye uğratılması, göç eğilimine set çekilmesi, Rojava devriminin savunulması, halkın devrime ve kurumlarına sahip çıkması, Rojava halklarının kardeşçe demokratik birliği için tüm güç ve yeteneklerini seferber etti. Parti taburlarının kuruluşundan, kitle çalışması örgütlerinin kuruluşuna değin bir dizi konuda coşkulu çalışmalar yürüttü. Yönetici sorumluluklar taşıyan bir komutan olarak, gerilla adaylarımızın ve gerillalarımızın ideolojik, politik ve askeri niteliklerinin geliştirilmesi için çalıştı. Komutanlar yetiştirdi.
Yalnızca Rojava'nın dört bir köşesinde değil, Şengal'de de Baran Serhat yoldaşın izleri ışıldar.

Baran yoldaş, bütün bu zorlu dönemde, partimizin önderlerinden biri olarak, komünist öncünün gelişimi için kafa emekçiliğini sürdürdü. Katıldığı Merkez Komitesi toplantılarında ve toplantı dışı süreçlerde, düşünceleri, önerileri ve eleştirileriyle parti çizgisinin ve kararlarının güçlü, yetkin ve yaratıcı tarzda pratikleştirilmesi, yeni sorunlara doğru çözümler üretilmesi, partinin iddialarının ve ufkunun geliştirilmesi için emek harcadı.

 

Kardeşler!

Faşist politik islamcı şef Erdoğan ve onun faşist cellatlar rejiminin, Baran Serhat'ı katlederek, yoldaşımızdan ve partimizden intikam almayı, devrimi, partimizi, birleşik mücadeleyi güçlü bir önderlik aklından ve eyleminden yoksun bırakmayı hedeflediği aşikardır. Türkiye-Kürdistan ve bölge halklarının bu aşağılık düşmanları, aynı zamanda, bu katliamla, partimizin savaşım iradesini zaafa uğratmayı, devrimci iddialarımızı zayıflatmayı, Türkiye-Kürdistan birleşik devriminin köprüsü olma kararlılığımızı ve bölge devrimi yönelimimizi kırmayı umut ediyorlar.

Boşuna! Partimiz işçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşunun, halklarımızın özgürlük ve eşitliğinin feda bölüğü olarak, kentlerde ve dağlarda savaşımını daha büyük bir kararlılıkla sürdürecek, devrimcilerin ve halkımızın dökülen kanlarının hesabını sormak hattından bir milim bile sapmayacaktır. Bu, Baran Serhat yoldaşa ve onun şahsında, devrim için toprağa düşmüş tüm yoldaşlara ve devrimci yoldaşlara sözümüzdür. Partimiz, bir feda bölüğü olduğu kadar, bir Baran Serhat'lar fideliğidir. O fidelik daima canlı kalacaktır.

Acımız güçlü. Fakat düşmanlarımız bilsinler ki, öfkemiz acımızdan da güçlü.

Devrimi yükselteceğiz!


23 Mart 2019

MLKP
Merkez Komitesi

 

 

 

 

 

 

Marksist Leninist Komünist Parti Türkiye / Kuzey Kürdistan

 

Parti Ve Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Komünist Gençlik Örgütü
 
Komünist Kadın Örgütü
   
Fakirlerin Ve Ezilenlerin Silahlı Kuvvetleri
 
Kürdistan Örgütü

 

 

     Güncel

27.01.20 / TKŞ'den Kobanê Zaferi Açıklaması

Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz

26 Ocak 2015 DAİŞ'in ilk büyük yenilgisini aldığı gündür! Sömürgeci Türk devleti ve DAİŞ Kobanê'de başlayan Rojava ulusal demokratik devrimini Kobanê'yi işgal ederek ezmek istedi. Faşist Erdoğan kendinden emindi, DAİŞ çetelerine çok güveniyordu, bir kaç gün içinde Kobanê düşecekti. Plan sömürgeciliğe aitti, silahları, parayı, çeteleri hepsini o ayarlıyordu. Onun için çıktı televizyona ve 'Kobanê düştü düşecek' dedi. Ama Kobanê'de halk devriminin fedai kahramanları vardı: Arin Mirkan ve Sarya Özgür gibi kadın komutanlar; Heval Numan, Dıjvar, Çekdar, Berxwedan, Serxwebun ve daha yüzlerce fedai savaşçı; Paramaz, Elişer ve Algan Zafir gibi komünistler Kobanê zaferini bedenleriyle tuğla tuğla ördüler. Türkiye ve Kürdistan halkları direnişi sahiplendi, yüzlercesi seferberlik çağrısı ile Kobanê direnişine koştu. 20 Temmuz'da Pirsus'ta şehit düşen 33 genç komünist bize gösterdi ki, daha geride Kobanê için seferber olacak yüzler-binler vardı.

Kobanê'nin direndiğini ve direnişle özgürleştirildi. Kobanê zaferi Rojava devrimini güvence altına alırken, DAİŞ'in yenilgi sürecini de başlattı. Rojava-Kuzey Suriye halkları ilk kez DAİŞ'in yenilebileceğini gördüler ve başta Araplar olmak üzere Kuzey Suriye halkları devrime kitlesel biçimde katılmaya başladılar. Kobanê zaferi ile birlikte Girê Spi özgürleştirildi, Mınbiç, Tabqa-Tişrin ve sonra çetelerin başkent ilan ettikleri Rakka özgürleştirilerek devrim topraklarına dahil edildi. Politik islamcı faşist DAİŞ son olarak Deyr ez Zor'da kuşatıldı, Baxoz'da nihai olarak ezildi.
DAİŞ'le birlikte Türk devletinin planlarının da çöle gömüldü. DAİŞ sonrası emperyalistler arası çelişkilerden faydalanarak sömürgeci Türkiye doğrudan kendi ordusu ile Rojava devrimine karşı saldırıya girişti. Erdoğan Putin'e her türlü rüşvet ve tavizi vererek Ruslarla anlaşıp Efrîn'e saldırdı. Bu saldırıya karşı Efrîn halkı ve rojava devriminin devrimci ordusu direndi. Bu kahraman fedai direniş karşısında NATO'nun en büyük ikinci ordusu dedikleri işgalci ordu iki ay Efrîn'e giremedi.

Emperyalistlerin göz yummasından aldığı cesaretle faşist Erdoğan yüzünü Cizir bölgesine çevirdi. ABD ve Rus emperyalistleriyle yürüttüğü pazarlıklar sonrası Girê Spi ve Serêkaniyê'ye saldırdı. Fırat'tan Dicle'ye kadar tüm Rojava topraklarını işgal etmeyi hedefliyordu. Girê Spi ve Serêkaniyê'deki direniş bu yayılmacı planları bozdu. Ayn İsa ve Til Temir cephelerinden ileriye gidemedi. Ne elindeki teknik ne de para ile satın aldığı başıbozuklar çetesi direniş duvarını aşamadı.
Efrîn hala direniyor, Girê Spi-Serêkaniyê direniyor. Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz. İşgalcileri topraklarımızdan söküp atmak için devrimci savaşımımızı yükseltelim! Biz kazanacağız, Rojava-Kuzey Suriye Halkları kazanacak.

 
Komünist Devrimci Hareket (Tevgera Komunist a Şoreşger- TKŞ )


27.01.20 / Kobanê Halkları Zaferi Kutladı

Kobanê'de Arap ve Kürtlerden oluşan binlerce kişi, Kobanê'nin DAİŞ çetelerinden kurtuluşunun 5'inci ve Kobanê Özerk Yönetimi'nin 6'ncı yıl dönümünü DAİŞ çetelerine karşı yoğun çatışmaların yaşandığı Şehit Egid Meydanı'nda kutladı.

"Tutumunuzda vefakar olun, Kobanê dünya direnişinin başkentidir. Dünya bugün imha tehditleriyle karşı karşıya" şiarıyla düzenlenen kutlamalara Kürt ve Arap halklarının yanı sıra PYD , JKŞ , Kongre Star, TKŞ , TEV- DEM, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Temsilcileri, Minbic ve Gire Spi'den çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

Bölgedeki kadın kurumları ve hareketleri adına konuşan Fırat Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Fewziyê Ebdi, "Kobanê insanlığın ve barışın simgesi oldu" dedi.
Ebdi, "Suriye, Türk devletinin bölgeye yönelik tehditlerine karşı sınırlarını korumalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'ye ilişkin anlaşmalar yapan Rusya ve ABD'yi Türk devletinin tehditlerine son vermeye ve göçmenlerin bölgeye güvenli bir şeklide geri dönebilmesi için gerekli koşulları sağlamaya çağırıyoruz" diye belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kadın Komitesi Başkanı Cihan Xidro, "Kobanê'nin özgürleştirilmesi tarihi bölge halkı için bir kıvılcımdır. Kobanê direnişi halkın iradesinin askeri araçlardan daha güçlü olduğunun göstergesidir. DAİŞ'i destekleyen ve farklı gerekçelerle bölgeyi işgal etmeye çalışan Türk devletine karşı direniş devam ediyor" diye belirtti.
Minbic Demokratik Sivil Yönetimi Temsilcisi, Kobanê yönetimine direnişlerinden dolayı ödül verdi.

Etkinlikte müzik grupları Kürtçe ve Arapça şarkılar söyledi.


21.01.20 / MLKP'nin 'Dema Baranan' Belgeseli Tamamlandı

MLKP'nin umut ve zafer yüklü devrim yürüyüşünden bir kesit olarak Yapıcılar Film Kolektifi tarafından hazırlanan "Dema Baranan" belgeseli tamamlandı.

Çekimleri Rojava ve Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirilen belgesel filmde, MLKP'nin 25 yıllık tarihinin yanısıra devrim stratejisi ve politik askeri mücadeleye bakış açısı anlatılıyor. Belgesel için kamera karşısına geçen komünistler, MLKP'nin Türkiye-Kürdistan devriminin yanısıra bölgesel anlamda Ortadoğu devrimine bakış açısını aktarıyor.

MLKP'nin Rojava ve özgür dağlarda yürüttüğü mücadele ile savaş deneyimlerinin de aktarıldığı belgeselde, Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) ve Komünist Gençlik Örgütü (KGÖ) adına yapılmış röportajlar da yer alıyor. Belgeselde ayrıca farklı toplumsal kesimlerden ve uluslardan çok sayıda insan da komünistlerle buluştuktan sonra yaşamlarındaki değişimi anlatıyor.

23 Mart 2019'da katledilen MLKP MK üyesi Baran Serhad'ta atfedilen belgeselin yayınlanması, Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal saldırısı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmişti.

Belgeselde MLKP'nin Rojava ve Medya Savunma Alanlarındaki savaş pratiği de aktarılırken, geçtiğimiz aylarda işgal edilen Serêkaniyê'de çetelere karşı savaşan komünistler de deneyimlerini aktarıyor.

 Fragmanı izlemek için tıklayınız:

 


21.01.20 / Komünist Devrimci Hareket (TKŞ): ''Efrîn Bizimdir, Direnerek Özgürleştireceğiz''

Komünist Devrimci Hareket ( TKŞ ), Türkiye'nin Efrîn'i işgal edişinin ikinci yılı dolayısıyla "Efrîn bizimdir, direnerek özgürleştireceğiz" başlıklı açıklama yayınladı:

"2 yıl önce Rojava topraklarının önemli bir parçası olan Efrîn kantonunun Türkiye ve desteklediği çeteler tarafından uluslarası bir kuşatma konsepti ile işgal edildi. Devrimimizi parça parça işgal ederek boğma taktiği ile hareket eden işgalci Türk devleti 2 ay süren çağın direnişinin çelikten iradesine çarparak büyük kayıplar verdi. En ağır tekniği olmadan bir adım dahi ilerlemeyen faşist, işgalci Türk devleti başta Rusya, Amerika ve uluslarası emperyalist devletlerinin ve sömürgeci bölge devletlerinin onayı ile işgal hareketini başlattı.
Rusya'nın hava sahasını açarak, ABD, BM, AB gibi diğer emperyalist devletler ve örgütlerin ise Türkiye ve desteklediği çetelerin haftalar ve aylar süren insanlık suçlarına sessiz kaldı. Çünkü hepsi halk düşmanı, hepsi devrim düşmanı. Hepsinin ortak amacı ise bir halklar bahçesini ve özgürlükleri temsil eden Rojava devrimini ve kadın iradesini kırmaktır. Ve Kürdü, Arabı, Alevisi, Ermenisi ile kadın iradesi ile halkların kardeşliğini ve kadın iradesini temsil eden Efrîn'in hedef alınması ise tesadüfü değildir. İşgal sürecinde çocuğu, kadını, yaşlısı ile yüzlerce sivil halk katledildi. Yüzlerce savaşçının şehit düştüğü ve 2 ay süren destansı direnişin ardından Efrini işgal eden TC ve çeteleri başta Efrîn'e çete ailelerini yerleştirerek demografik yapıyı değiştirmeye girişti ve ardından halkın evleri, malları talan edildi, tarihi yerler yok edildi ve Efrîn ile sembolleşen on binlerce zeytin ağaçları kesilerek doğa katliamına girişti. Sivil halk kaçırılarak işkencelerden geçirildi ve kadınlara tecavüz edildi. Osmanlı'nın işgal manzaralarını bir kez daha Efrîn'de devreye sokan TC bu işgal hareketi ile başta Rojava devrimi ile Kürt halkının kazanımlarını ve devrim sayesinde özgürlüklerini elde eden bölge halkının ortak yaşam iradesini hedef aldılar. Bu devrim ile binlerce yıllık erkek egemenliğini gerileten kadın iradesinin kazanımlarını yok etmeyi hedeflediler. Fakat amaçlarına ulaşamadılar. Rojava ve Kuzey Suriye halkları bu işgal saldırısı karşısında kazanımlarını sahiplenmeye devam ettiler.

Buna karşı yok etme konseptine Serêkaniyê ve Girê Spî işgali ile devam eden Türkiye'nin bu gün Rojava devrimini yok etmeyi kendi varlık sebebi olarak gördü. Emperyalist güçler ve sömürgeci bölge devletleri bu işgal hareketine direk ya da dolaylı destek vererek devrimin kazanımlarını en geri noktaya çekerek teslimiyet dayatması yapmak istiyorlar.

Bizler Komünist Devrimci Hareket olarak bir kez daha Rojava devrimi ve Efrin savunmasında şehit düşen binlerce şehidimize tüm halklarımıza sözümüzü bir kez daha tekrarlıyoruz. Avestaların, Barinlerin, Tirêjlerin, Özgürlerin, Zeynellerin, İlanların ve Gulanların direniş manifestosu ile devrimimizi ve kazanımlarımı mevzi mevzi savunacağız. Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî ve işgal altında ki tüm toprakların özgürleştirilmesi varlık sebebimizdir."


19.01.20 / Direniş İşgalcileri Kovacak, Efrîn'i Özgürleştirecek

Faşist Türk devletinin Efrîn'e yönelik 20 Ocak 2018'de başlayan işgali ikinci yılını doldurdu. İşgal saldırısı esnasında binlerce kişi katledildi, yüzbinlerce kişi yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Efrîn yağmalandı, talan edildi. İşgalci AKP rejimi, Efrîn ve çevresinde soykırımı derinleştiriyor. Efrîn halkı halen çemberde tutularak boğulmak isteniyor. Kentte kalan Arap ve Kürt ailelerden binlerce kişi çeteler tarafından alıkonuldu. Hala haber alınamayan yüzlerce kişi var.

Efrîn halkı ve özsavunma güçleri, işgal saldırısına karşı iki ay boyunca canfeda bir direniş sergiledi. Faşist Türk ordusu ve çeteleri, Efrîn dağlarında ve kentlerinde direniş mevzilerinde karşılandı. Tarihe yazılan Efrîn direnişi, dünya halklarının umudu olan Rojava devriminin teslim olmayacağını gösterdi. HBDH güçleri de devrim topraklarını savunmak için Efrîn özsavunma güçleri ile birlikte cephelerde yer aldı. Raco'da, Cindires'te, Mabeta'da şehitler bedeli direnişin en ön saflarında dövüştü.

DEVAMI


15.01.20 / Komünist Tutsak İsmail Yılmaz'a İşkence

2017 yılından beri Elazığ 2 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde kalan MLKP tutsağı İsmail Yılmaz, hapishanede dayatılan "terör suçlusu" yazılı yaka kartını takmayı reddettiği için 2 yıldır açık görüş, telefon görüşü ve kargo alımı gibi haklarını kullanamıyor. Yılmaz'ın 7 Şubat'ta görülecek karar duruşması için aldığı savunma notlarına hapishane idaresi tarafından el konuldu. Sayım sırasında başındaki beresini çıkartmadığı için de tehdit edildi.
Kulak zarındaki yırtık nedeniyle ertelenmemesi gereken tedavisine kimlik dayatması nedeniyle devam edemezken, ağrı kesici ilaç dahi verilmiyor.
Ayrıca dini bayram, yılbaşı ve doğum günü dışında kitap alamayacağı da cezaevi idaresi tarafından Yılmaz'a bildirildi.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu, müvekkili İsmail Yılmaz ve aynı hak ihlallerine maruz kalan Mahmut Soner üzerindeki baskıların derhal son bulmasını istedi.

Yılmaz, Nusaybin özyönetim direnişine katıldığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. İsmail Yılmaz, duruşmada verdiği ifadesinde, "Biz özyönetim direnişi ışığını Paris Komünü'nden aldık. Bugünkü özyönetim direnişlerinin ışığı da yarınların ışığı olacaktır" demişti.

 

 


Arşiv



  Sayfa 12345678
 

 

HBDH



PARTİNİN SESİ



KüRDİSTAN



FESK



 

 

 

MERKEZ KOMİTE



ÖZGüR KADIN



KKÖ



SöYLEşİLER